Reklamlarla 31 Mart Yerel Seçimleri



Bilindiği üzere Türkiye her seçim döneminde olduğu gibi bu seçim dönemini de bayağı hareketli geçirdi gerek konuşmalar, gerek mitingler olarak ülke gündemi bayağı meşgul oldu, ama
seçim sadece seçilenlerle değil, seçmenlerle yani seçilenlerin hedef kitleleriyle ilgilidir.

Biz de iletişim ve reklam kampanyaları açısından seçimleri ele alacağız. Burada seçilenleri bir kuruma seçmenleri de müşterilere benzetebiliriz ve o müşterilere yöneltilen mesajların ne derece doğru olduğu, müşterilerin ürünü almasını yani mesajların seçmenleri nasıl etkilediği de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu müşteri-kurum metaforunu ele alırken kurumların marka bağımlıları ile siyasi partilerin taraftarlarını da göz önünde bulundurmak gerekir. Çünkü bir marka bağımlısı ne olursa olsun markasına bağlıdır ve sürekli o markayı tercih edecektir, siyasi parti taraftarları da böyledir yıllar geçse de ne olursa olsun patilerini desteklemeye devam ederler.

Peki hal böyleyken siyasi partiler rakip parti taraftarları nasıl etkileyecekler?

Cevap çok basit. Etkileyemezler!

Çünkü bir siyasi parti asla kendi taraftarlarına veya rakip parti taraftarlarınaa seslenmez çünkü (marka bağımlılarında olduğu gibi) ne yaparlarsa yapsınlar tercihlerini yine desteklediği partilerden yana kullanacaklardır. Buna örnek olarak markaların mevcut (yani zaten müşterisi olan kişilere) değil potansiyel (müşterisi olma ihtimali olan) kişilere iletişim çalışması yaptığını bilmek ve siyasi partilerin de bu stratejiyle hareket ettiğini bilmek gerekir ayrıca bu şekilde partiler de mevcut seçmenlerine değil, potansiyel yani kararsız seçmenlere hitap edip onları ikna etme şansını yakalarlar.

Peki gelelim bu iletişim çalışmalarına.

AKP'nin bir reklam filmi




Reklam filminde "Hız kesmeden devam" mottosu kullanılarak eski yapılan çalışmalara övgü ve bu çalışmaların devam edeceği vurgusu yapılmakta, sosyolojik açıdan bakıldığında ise reklam filminde çocukları, yaşlıları, sanayicileri, sporcuları, öğrencileri, sanatçıları, askerleri oyuncu olarak göstermekte ve neredeyse Türkiye'nin her bölgesinden insanları ekranda göstererek, ülkenin her yerine hakimiz mesajı vermekte, ayrıca oyuncuların dış görünüşlerine bakılacak olursa da her görüşten, her fikirden kişilere hitap eden bir reklam filmi olduğunu söyleyebiliriz. Buradan yukarıda da dediğimiz gibi sadece taraftarı olduğu seçmenlere değil diğer hedeflediği kararsız seçmenlere de seslendiği anlaşılmaktadır.

CHP'nin bir reklam filmi;




Reklam filminde AKP'ye göre en öne çıkan durum siyasi parti liderinin değil, seçmenin seçeceği belediye başkanının seçmenle iletişim kurması ve hedef kitleye bire bir ilişki kurması, mesajı iletmesi ve hedef kitlede güvenilirlik ve sempati oluşturması açısından önemlidir. Ayrıca AKP yapacağı icraatları ön planda tutmuş, buna karşın CHP adayı icraat değil barış ve sevgi vaadinde bulunmuştur. Reklam filminde halkla yan yana ve sevgi dolu olması olumlu bir imaj yaratmış, özellikle yaşlı engelli ve çocuklarla kucaklaşarak pozitif bir imaj çizmekte, kendisine sevgi gösterisinde bulunan halkın ise (AKP reklam filminde olduğu gibi) halkın dış görünüşlerine bakılacak olursa da her görüşten, her fikirden kişilere hitap ettiğini ve her görüşteki kişileri kucaklayacağı mesajını vermiştir. Ayrıca belediye başkanlığındaki rakibi Binali Yıldırım'ı çağırıp onunla halkı selamlama söylemi de İmamoğlu'nun barışçıl ve dostane olduğu mesajını vermektedir.

MHP'nin bir reklam filmi;




Reklam filmi bir camide ibadet eden kişilerle başlayıp ardından bir okula, bir hastahaneye  ve Anıtkabir'e, sonrasında ise mitingden bir görüntüye uzanmış, reklamda  gösterilen mekanlar bize yine partinin her görüşten insana hitap ettiğine vurgu yapmıştır. Ayrıca mitingde halkın Devlet Bahçeli'ye gösterdiği sevgiye vurgu yapılarak olumlu imaj çizilmeye çalışılmıştır, bunların yanında milli değerler ve milliyetçilik vurguları yapılarak reklamda çokça Türk bayrağı göstergesi izleyiciye sunulmaktadır. Bahçeli'nin arka plandaki sesi ise bizlere birlik beraberlik mesajı vermekte "Biz cumhur ittifakıyız" söylemi ise ittifaka ve beraberliğe vurgu yapmaktadır.

SP'nin bir reklam filmi;




Saadet Partisi bu reklam filminde rakibi AKP'ye sert bir şekilde göndermelerde bulunuyor. Öyle ki AKP'nin sloganı olan "Belediye işi gönül işi" sloganına "Gönül işi dediler" sloganıyla AKP'nin yaptığı eylemleri muhalif bir şekilde eleştiriyor. Reklam filminde şehit aileleri, işçiler, işsizler, öğrenciler, köylüler, hastalar ve kadınların yaşadıkları olayları ön planda tutarak karşıt görüş oluşturuyorlar. Reklamın sonunda ise "Gönlümüzü kaptırmayacağız" mesajı verilerek yine AKP'nin sloganına vurgu yapılıyor ve tamamen muhalif ve sert mesajlar verilerek hem mevcut hem de potansiyel hedef kitlede etki edilmeye çalışılıyor.

SP'nin bir diğer reklam filmi.



Reklam filminde 60'lı yıllarda geçen Sülün Osman isimli bir dolandırıcının hikayesi anlatılıyor. Öyle ki reklama göre Sülün Osman İstanbul'daki bir çok yeri kendisininmiş gibi gösterip diğer insanlara satıyor. Reklamda arkaplanda duyulan "Kendilerine bağladılar" söylemi ile Devlet Bahçeli'ye gönderme yapılmış. Ancak jargon ve benzetme açısından çok sert olduğundan olsa gerek reklam filmi yasaklanmıştır.



Not: Bu yazı yazılırken hiç bir siyasi görüş ve düşünce ön planda olmayıp, tamamen apolitik bir bakış açısıyla reklam çözümleme ve Reklamlarla Yerel Seçimler araştırması ön planda tutularak yazılmıştır.

Share this:

CONVERSATION

0 yorum:

Yorum Gönder