Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının yeni filmi: “İstanbul” (İncelemesi)
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı adına “İstanbul” adında yeni bir tanıtım filmi yayımladı. Yayımlanan içeriğe de sert eleştiriler gecikmedi. Biz de bu yazımızda gelen eleştirileri ve bu eleştirilerin haklılık payını konuşacağız.
Hazırsanız başlıyoruz!
Öncelikle izlemeyenler için tanıtım filmi burada: Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının yeni filmi: “İstanbul”
Sonralıkla tanıtım filmininin bazı sahnelerini kare kare inceleyeceğiz.
İlk olarak İstanbul sokaklarında dans ederek dolaşan bonus saçlı siyahi bir oyuncuyla karşılaşıyoruz. (Bu şekilde sokaklarda gezerseniz "Ne yapıyorsun lan değişik!" laflarıyla karşılaşıp biraz incinebilirsiniz.)
Daha sonra köprüde balık tutan amcaların misinalarını tutan bir genç kız görünüyor. (Ki bunu normalde yaparsanız balıkçı amcalar tarafından dayak yeme ihtimaliniz yüksek)
Daha sonra Starbucks tarzı bir kafede önümüze Amerikan kahvesi koyan bir baristayı görüyoruz. Arkasındaki menüde yazan yazıların da ingilizce olmasına dikkat edelim.
Tüm filme bakıldığında ise film moda reklamı kokmakta, sanki bir giyim markasının İstanbul koleksiyonu gösterilmekte gibi bir havası var. Filmde ise İstanbul is the new cool (yeni, havalı İstanbul) mesajı verilmekte ve oyuncuların özellikle yabancılardan seçilmesi ve film içindeki (örneğin kafedeki) yazıların ingilizce olması da filmin hedef kitlesinin türklerden değil, yabancılardan yani muhtemel turist adaylarından olduğu görülmekte. Ayrıca İstanbul'un yansıtıldığı avrupai hava İstanbul kültürünü tam olarak yansıtamamakta, yabancıların bizlere karşı olan algılarını değiştirme yönünde İstanbul'un modern ve seküler olduğu mesajları verilebilir ancak İstanbul'un o samimi havasını yansıtmak daha doğru olacaktır. Sonuçta turistler İstanbul'a geldiklerinde bu filmdeki gibi avrupai bir şehir ve insanlar göremeyeceklerdir. Ayrıca turistlerin yurtdışından bir yere gitmeden önce araştırma yaptıkları ve internet sayesinde bu araştırmayla tanıtım filmindeki verilen şehrin aynı olmadığı görülecektir.
Bu karede de dans eden genç ve yaşlı avrupai bir tipte bir teyzeyi görmekteyiz. (Ülkemizde bu yaşta teyzeler genellikle emekli maaşı kuyruklarında beklerler.)
Daha sonra moda ikonu gibi kot kombinleriyle ağır abi gibi gezen yabancı abileri görüyoruz. (Ülkemizde bu şekilde yürümek "Sen dayı mısın lan!" tarzında laflara maruz kalmanıza sebep olabilir.)
Bu sahnede ise tarihi ve dini yapıların üstünde hoplayıp zıplayan hiperaktif bir genç arkadaşımızı görüyoruz. (Özellikle dini yapıların üstünde zıplamak size ve çevrenize ciddi zararlar verebilir.)
Daha sonra Starbucks tarzı bir kafede önümüze Amerikan kahvesi koyan bir baristayı görüyoruz. Arkasındaki menüde yazan yazıların da ingilizce olmasına dikkat edelim.
Daha sonra bir akşam yemeği masası görüyoruz. Yabancı oyuncularımız alkolsüz bir masada gülüp eğlenmektedirler. (Bu da bakanlığın politik görüşüyle ve gelecek olumsuz yorumlarla alakalı çekilen bir sahne)
En sonda da oyuncularımız teletabiler gibi İstanbul sokaklarında el ele tutuşup koşup oynamaktalar...
En sonda da oyuncularımız teletabiler gibi İstanbul sokaklarında el ele tutuşup koşup oynamaktalar...